Dilşat CEVHER


İşte O Ata...


O'nun yokluğunun hüznünü yaşamaktır 10 Kasım...
Atatürk deyince; Cumhuriyet tarihinde bir devre imzasını atan, yeni bir devletin oluşmasını sağlayan yüce insan gelir aklıma.
Bugün medeni, insanca yaşayabiliyorsak, güven içinde nefes alabiliyorsak, demokrasi içinde özgür, bağımsız ve hür irademizle hareket edebiliyorsak büyük insan Atatürk' e borçluyuz ve bu borcumuzu hiç bir zaman ödeyemeyiz...
Yurdun dört bir yanı işgal altındayken emparyalist, sömürgeci güçlere karşı büyük bir başarı elde ederek Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğünü sağlayan Yüce Atatürk Türk Milli Mücadelesine yön vererek bağımsızlık zincirini oluşturmuştur.
Kurtuluş Savaşı dönemlerinde yaşanan maddi ve manevi imkansızlıklar ve zor şartlar altında birlik ve beraberlik için çırpınarak vatananın dört bir yerinde mücadeleci kimliğiyle beraberlik ilkesinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti' nin diğer devletler arasında saygın ve önemli bir konumda olmasının temelinde Ulu Önder Atatürk sayesindedir.
O her zaman başarının anahtarının gece ve gündüz çalışarak ancak hedefe kitlenerek, vatanı kurma ve Cumhuriyet olgusunu Türkiye sınırları içinde çizen yüce lider...
Ulu Önder " Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar." diyerek kurduğu Cumhuriyet' e sahip çıkılmasını, beşeri medeniyetlere çalışarak ulaşılabileceğini ifade etmiştir.
Onu anmak onu anlamaktır aslında. O' nu anlamanın yolu ise; O' nun fikirlerini, ilkelerini ve inkilaplarını benimsemek ve
Cumhuriyet' e sahip çıkmayı gerektirmektedir.
Yüce Atatürk hayatı boyunca kendini düşünmemiş, hep vatanı uğruna sağlığını dahi feda ederek, kendini vatanına adamıştır.
10 Kasım'ı yalnızca siren sesinin saat 09:05 de çaldığı, 1 dakikalık saygı duruşu ile geçiştiremeyiz.

Atatürk'ün gelecek nesillere Türkiye Cumhuriyeti' nin yılmaz bekçileri olduğunu hatırlamalı ve hiç bir zaman aklımızdan çıkarmamalı, O' nun düşüncelerine, laik cumhuriyetine sahip çıkarak gösterebiliriz ancak.
Tekrar O'nu anarken gözlerimin dolduğunu hissederek çocukluğumda merasimlerde aklımdan çıkmayan dörtlük;
 
Uzun uzun kavaklar
Dökülüyor yapraklar,
Ben Atama doymadım
Dolsun kara topraklar...
 
Uzun yıllar geçse de Atamızı ilk günkü gibi saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Acın hala ilk günkü gibi...
Sen rahat uyu Atam...