Ali Şevki KARATAŞ

Tarih: 25.02.2020 00:17

Büyükelçi Ozan Ceyhun

Facebook Twitter Linked-in

Tarih 1 Mart 1977
Karlı bir kış günüydü, eskilerimiz derdi ya “ Bu kış çok çetin geçti “ tıpkı öyle bir gündü.
İstanbul' da bulunan Adana Öğrenci Yurdu bombalanır. Türkiye Cumhuriyeti' nin d
evlet ebed müddet mücadelesini şiar edinmiş bir öğrenci gece uyurken, yatakhanesi bombalanır ve o öğrenci orada şehadete varır. 

“Mustafa EROL“
Hani bir fotoğraf karesi vardır. Soğuk kış gününde tabut alınacak para olmaz ve battaniyeye sarılarak naaşı memleketine götürülen bir cenaze. İşte ondan bahsediyorum.
O bombalamayı yapan kişi mi ?
Günümüzün Viyana elçiliğine getirilen dönemin Dev- Sol örgütü mensubu Demirtaş Ceyhun’un oğlu Ozan Ceyhun...

Üzerinde Ülkücü kanı taşıyan, kırmızı bültenle aranan, Avusturya’ ya kaçan , zaman aşımından sonra davası düşen ve Almanya’ya kaçan eli kanlı katil Ozan Ceyhun.

2002 yılında Türkiye'ye dönerek, en rahat siyaset yapabileceği parti olarak gördüğü Ak Parti' den İzmir milletvekilliği aday adayı oldu. Adaylığı gerçekleşmedi ancak Recep Tayyip Erdoğan'a danışman olarak atandı. Yine Cumhurbaşkanının tensipleri ile Viyana Büyükelçiliği görevine getirilmesi bizleri derinden üzmüştür.

Bizler özellikle ittifak sürecinde elimizi taşın altına koyarken hep söylediğimiz bir kelime vardı. Ak Partililerin üzerinde Ülkücülerin kanı yok. Ama bu yapılan atama şunu gösteriyor ki ; üzerlerinde Ülkücü kanı taşıyanlar devletimizin talimatları doğrultusunda göreve getiriliyor.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı sayın Dr. Devlet BAHÇELİ bey haklı tepkisini elbet gösterecektir. Milliyetçi Ülkücü camia hiçe sayılarak eli kanlı teröristin elçilik makamı gibi kutsal bir vazifeye getirilmesi asla kabul edilemez.

İşin asıl komik tarafını paylaşmak istiyorum. Sosyal medya üzerinden algı yapmaya çalışan önceden Ülkücü sonradan İP çiler kalkmış bu duruma tepki gösteriyor.  Siz ilk önce acaba bizim durduğumuz yer neresi diye kendinize bir sorun derim. Eli kanlı katiller ile kol kola gezerek tarafınızı belli ettiniz. Bu haklı davayı savunacak ve eleştirecek kişiler yalnız ve yalnız Milliyetçi Ülkücülerdir.

Tunç Soyer gibi makam , mevki sahibi olanlara destek verenler bu tepkiyi hiçbir koşulda yapmaya hakları yoktur. Partiden ayrılırken Sayın Dr. Devlet Bahçeli beyin arkasından onca hakareti yapanlar,  şimdi kalkmış dürüstlük timsali meydanlarda nara atıyorlar.

Soruyorum!...
-Otuz küsür milletvekilinizin acaba kaç tanesi Ülkücü ...?
-İçinizde dönemin sol örgütü taraftarı ve mensubu kaç milletvekili var ?
-PKK ve FETÖ mensubu ve buna hizmet edenlerle aynı yolda yürüyen kim acaba ?
-Danışmanlık görevine getirdiklerinizin kimliklerini iyi araştırdınız mı?

Siz bu sorulara cevap verin, sonrasında milliyetçiliğinizi sorgulayın.

Unutmayın ...!
Ülkücülük sadece MHP de olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —