Altı yıldır akciğer kanseriyle mücadele eden gazeteci İrfan Ermiş, sağlığına kavuştuktan sonra tedavi sürecinde yaşadıklarını ve hastalığı nasıl yendiği konusunda bir kitap yazdı.
59 yaşındaki Ermiş, "Hayatı Bırakma" adını verdiği kitabında stresten uzak kalmaya özen gösterdiğini ifade ederek, kemoterapi ve radyoterapi aldıktan sonra Silivri ve Çatalca ormanlarında kamp yaparak bol bol temiz hava aldığını ve dinlendiğini söyledi.
"GAZETECİLİK STRESLİ BİR MESLEK"
Silivri'de gazetecilik yapan İrfan Ermiş, 6 yıl önce akciğer kanserine yakalandı. İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi olduğunu anlatan Ermiş, 1 buçuk yıldır terapi almadığını ve şu anda herhangi bir şikayeti olmadığını belirterek, "Kansere pabuç bırakmayacağım dedim ve başardım. 3 ayda bir kontrollere gidiyorum o kadar" dedi. Ermiş, "2013 yılı Ekim ayında teşhis konuldu. 6 ay ömür biçilen bir hastaydım ve çok şükür 6 yıl geçti. Gazetecilik yapmak stresli bir iş. Mesleğime tedavi sürecinde ara verdim ama bu sürede yaşadıklarımı not aldım. Hekimlerimizin çabaları ve benim gayretimle bu işin üstesinden geldim. Aldığım notları kitap haline getirim. Kanser hastalarına ve hasta yakınlarına moral olması amacıyla Hayatı Bırakma kitabımı yazarak yaklaşık 6 yıllık süreci kaleme aldım" diye konuştu.
"KALABALIKTAN KAÇIP KENDİMİ ORMANLARA ATTIM"
Hastalığına 'kanser' denmesinin ifade olarak ürkütücü bir durum oluşturduğunu söyleyen Ermiş, "Kansersin' dediklerinde çok paniklemiştim ve korkmuştum. Benim bu dünyadaki rızkım bu kadarmış diye düşündüm. Yaklaşık 10-15 gün sonra bana yakışanın güçlü durmak olduğuna inandım ve 'Yeneceğim' dedim. 2013-2014 arası 14 kemoterapi ve 36 radyoterapi, 2015-2017 yılı arası 11 kemoterapi ve 8 radyoterapi aldım. Ağır ve sancılı bir süreçti. Tedavim sırasında Silivri ve Çatalca ormanlarına, yazları da memleketim Samsun'a giderek Akdağ yaylasında çadır kurdum. Bol bol temiz hava, bol bol doğa ile iç içe yaşadım. Kalabalıktan, şehir stresinden mümkün olduğunca uzak durdum. Doktorlarımın önerilerini dikkate alarak yaptım bunları" dedi.
"ÖLECEĞİM AMA ÖLÜMÜM KANSERDEN OLMAYACAK"
Yaklaşık 2 yıldır kendini çok iyi htiğini belirten Ermiş, şöyle devam etti:
"Şu anda çok iyiyim. Vücudumdaki metastaz olan her yer iyileşti. Akciğer ve karaciğerimdeki küçük kistler duruyor. Ve şunu aklımdan hiç çıkarmadım, 'Kanser beni yenemez. Bu beni yıkamayacak, benim ölümüm kanserden olmayacak, üstesinden geleceğim' dedim. Tüm hastalara sesleniyorum, kesinlikle ve kesinlikle insanı hastalık öldürmüyor. Vakti saati gelen gidiyor. Doktorlardan önce çare kendisinde. Motivasyonu yüksek tutmalı, enerjisini yüksek tutmalı, ailesi ve sevenleriyle huzur içinde hayata atılmalı."
İLAÇ SİMSARLARINA İNANMAYIN!...
İnternet ortamında yayınlanan bazı ilaçlar için hastaları ve hasta yakınlarını uyaran Ermiş, "Elimde şu ot var, bu bitki var, şu ilaç var diye çok arayanlar oldu. Sosyal medyada da reklamlarını görüyorum. Hasta insan umut aradığı için 'Acaba alsam mı?' diye aklından geçiriyor. Bu tuzağa düşenler çok. Hastanın içinde bulunduğu psikolojik durumdan faydalanmak isteyen çıkar grupları var. Onlara dikkat etsinler. Kesinlikle bunlara inanmasınlar. Elbette doğada derman aranmalı ama olur olmadık bitkiler veya karışımlar ile değil." şeklinde konuştu.