Türkiye Sakatlar Derneği 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle bir bildiri yayımladı.
Yayımlanan bildiride, son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle engelli bireylerin önceden verilen haklarının da ellerinden alındığına ve mağduriyetlerinin her geçen gün arttığına vurgu yapıldı.
Beklentilerinin Türkiye’nin taraflarından biri olduğu Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin bir gereği olduğunu belirten Türkiye Sakatlar Derneği’nin yayımladığı bildirinin tamamı ise şöyle;
1992 yılından itibaren Birleşmiş Milletler (UN) tarafından alınan kararla 3 Aralık tarihi “Dünya Engelliler Günü” kabul edilmiştir.
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası ve ulusal kuruluşlar 3 Aralık’ta engellilerin ve süreğen hastaların sorunlarına ilişkin açıklamalar yapmakta, istatistikler yayımlanmak, temenniler dile getirilmektedir. Ve ardından engelliler yine derin bir sessizliğe terk edilmektedir.
Oysa beklenen yapılan tespitler, ortaya çıkan veriler ışığında ileriye dönük politikaların oluşturulması ve herkes için engelsiz bir yaşamın oluşturulmasına çalışılmasıdır.
Aslında bu beklentiden ziyade 2008 yılında yürürlüğe giren ve 2009 yılından itibaren de Türkiye’nin taraflarından biri olduğu Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin bir gereğidir. Bu sözleşme ile tüm devletlere ve hatta bir bakıma özel kuruluşlara verilmiş görevler, sorumluluklar, yükümlülükler bulunmaktadır.
Ülkemiz açısından konuya bakarsak, son dönemlerde engelliler giderek daha fazla göz ardı edilen, hakları ya elinden alınan veya adım adım bu haklardan fiilen yararlanamaz hale getirilen bir toplum kesimi haline getirilmiştir.
Özellikle son birkaç yıldır uygulanan politikalarla engellilerin birçok hakkı fiilen yok edilmiş bulunmaktadır. Bunun temel politika aracı ise engellilerin haklardan yararlanması için istenen Sağlık Kurulu Raporuna ilişkin keyfi mevzuat değişiklikleridir. Yönetmelikte yapılan değişikliklerle engel veya iş göremezlik dereceleri yeniden belirlenmekte ve bir çok engelli vergi indirimi, emeklilik, sürücü belgesi ve araç alımı gibi haklardan yararlanamaz hale gelmektedir.
Bu yöntemle yine birçok emekli engelli, yeniden istenen raporlar yüzünden emeklilik hakkını kaybetmektedir. Yine evde bakım hizmetinden yararlanma olanakları ortadan kaldırılmaktadır.
Engellilerin bırakın vergi indirimi ile araç almasını, artık sürücü adayı bile yapılamayacağı ilan edilmektedir. Bu nedenle sürücü belgeleri iptal edilen engellilerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
Geliri olmadığı için muhtaçlık yardımı alanlar, hane halkı geliri ölçütü nedeniyle veya ailedeki bir kişinin dahi olsa SGK ile çalışması halinde bu yardımdan yararlandırılmamaktadır. Verilen miktarlar ise bir kişinin açlık sınırının bile altında kalmaktadır.
Sağlık Uygulama Tebliği’nde sürekli zorunlu olmasına karşın ilaç destekleri azaltılırken diğer taraftan bedensel, işitsel engelliler için yaşamsal öneme sahip ortez ve protezlerin destek verilen tutarları hala 2007 fiyatları düzeyinden bırakılmaktadır. Bunlardan bazılarının yalnızca yüzde 10’u SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu durum nedeniyle SGK desteğinin üzerine ödenmesi gereken fark miktarı inanılmaz arttığı için yine birçok engelli zorunlu gereksinimi olan ortez ve protezlerini alamaz haldedir.