Her 8 kadından birinde meme kanseri görülüyor
Tanıda iyi bir öykü alma, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (mamografi, ultrasonografi, emar, PET CT gibi) ve farklı biyopsi yöntemleri, moleküler yapıların incelenmesi önem kazanmaktadır.
İSTANBUL (İGFA)- "Batı toplumlarında (AB ülkeleri, ABD) yaklaşık her 8 kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Hastalar pandemi korkusuyla tarama ve kontrollere gitmemeye başladı” diyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Abut Kebudi, meme kanserini ve tedavi sürecindeki yenilikleri ve erken tanının önemini anlattı. Kebudi, "Meme kanseri tedavisinde cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi, akıllı ilaçla tedavi gibi değişik tedaviler söz konusudur. Hastanın tedavisini belirlerken hastanın yaşı, ek hastalıkları, tümörün özellikleri dikkate alınarak yapılan hastalık evrelemesi önem kazanmaktadır.
Hastalığın evresi olayın ciddiyetini belirlemekte ve tedavi şeklini etkilemektedir. Evre ilerledikçe yapılması gereken tetkikler artmakta ve tedavi şekli değişkenlik göstermektedir. Maalesef Covid-19 döneminde, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de insanların günlük alışkanlıklarda değişiklikler oldu. Kalabalık alanlardan uzak durmak isteyen kanser hastalarında virüs nedeni ile korku oluştu. Bu korku ile tanı evresinde gecikmeler olabiliyor. Bu sebeple evre ilerledikçe hastalıkla ilgili beklentiyi olumsuz etkilemektedir" dedi.
Kebudi, "Ayrıca, memeyi komple almamız gereken durumlarda da, mümkünse memenin cildini koruyup içini boşalttığımız ve yerine uygun silikon implant yerleştirdiğimiz ve böylelikle gayet iyi bir kozmetik sonuç alabildiğimiz bir ameliyatı (Subkutan Mastektomi) tercih etmeye çalışıyoruz. Bu ameliyat, riskli kadınlarda kanser gelişmeden de koruyucu olarak yapılabilmektedir" ifadelerine yer verdi.