Yöresel Bebek Çalıştayı ve Sergisi 7’den 70’e her yaştan insanın ilgisini çekiyor.
Uluslararası İstanbul Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali kapsamında bu yıl düzenlenen Uluslararası Yöresel Bebek Çalıştayı ve Sergisi 7’den 70’e her yaştan insanın ilgisini çekiyor.
Türkiye’den 4, Rusya’dan 2, Litvanya, Kırgızistan, Özbekistan ve Hollanda’dan birer sanatçının katılımıyla gerçekleşen yöresel bebek çalıştayı ve sergisi ülkelerin zengin kültür mozağini yansıtmanın yanı sıra kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının gelecek nesillere aktarılması adına da önemli bir misyon üstleniyor.
Büyükçekmece Kültürpark Müze’de devam eden çalıştaya katılan zanaatkarlara Uluslararası Yöresel Bebek Çalıştayı ve Sergisi’ni sorduk.
“Farklı kültürleri tanımak ve ülkemizi tanıtmak çok güzel bir duygu”
Kadriye Bilgi: “Balıkesir’den katılıyorum. Balıkesir yöresi kıyafetlerini bebeklerimde yansıtmak istedim. Eski kültürümüzü, unutulan kıyafetleri bebeklerde yaşatmak istedim. Balıkesir’imizi aynı zamanda da ülkemizi temsil etmek istedim. Uluslararası olması bizim için bir artıydı. Severek çalışıyorum. Su kabaklarını kendim ekiyorum çekirdekten. Ertesi sene kuruduktan sonra bebek haline getiriyorum. Bez bebek, kabak bebek, örgü bebek, taş bebek, yumurta bebek, topaçtan ahşap bebek benim yaptıklarım bunlar. Kabak bebek yapım aşamasında bunlar kuruduktan sonra önce bir zımparalıyoruz. Akrilik boyayla boyuyoruz. Örneğin bu tuttuğum Balıkesir pullusudur. Balıkesir yöresinde eskiden gelinlerin giydiği tek kıyafet budur. Patenti alınmıştır aynı zamanda “Balıkesir Pullusu” diye anılır. Uluslararası İstanbul Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’ne ilk kez katılıyorum. Farklı kültürleri tanımak, kendi ülkemizi tanıtmak, ilimizi tanıtmak çok güzel bir duygu. Çok mutlu oldum. Festivali düzenleyen Sayın Belediye Başkanı’mız Dr. Hasan Akgün’e teşekkür ediyorum.’’
“Hayat tarzını, hayat felsefesini de anlatıyoruz”
Nasiba Ahmedova: “Özbekistan’dan geldim. Yaklaşık 20 senedir yöresel bebek yapıyorum. Bizim yöresel bebekler yüzde yüz Özbekistan menşei. Oradaki dağların kilini topluyoruz. Özellik kilin bir porselen parçalarını içermektedir. Ondan dolayı biz yüzleri ve parmakları yapıyoruz. Elleri yapıyoruz. Kalanları Özbekistan kostümüyle tamamlıyoruz. Yöresel bebek deyince tabii ki tarihsel, etnografik kostümleri temsil ediyoruz. Özbekistan çok ilgi çekti, çok soru sordular. Yani soru sordukça demek ki ilgi çektik. Tabii ki böyle kapsamlı Uluslararası Bebek Çalıştayı’na ve Festivali’ne katılmak çok büyük bir sorumluluktur. Biz burada Özbekistan’ı temsil ederek, bunu düşünerek buraya geldik ve büyük bir ilgi çekince onur duyuyoruz. Çok müteşekkiriz bu konuda. Tabii ki bu görev bize düşüyor. Daha çok yöresel bebek üzerinde biz sadece kostümleri anlatmıyoruz. Biz oradaki hayat tarzını, hayat felsefesini de anlatıyoruz. Bu konuda gençlere de bir pay düşüyor. Öğrenmek, merak etmek.”
“Bebek sadece oyuncak demek değildir, kültürümüzü de yansıtıyor”
Filiz Sertankızıl: “Karaman’dan katılıyorum Yöresel Bebek Çalıştayı’na. İkinci kez buradayım. 2018’de de katılmıştım. Karaman Belediyesi’nde Halk eğitimi işbirliğiyle sürekli keçe bebek kursları vermekteyim. 10 yıldır bu işi yapıyorum. Yöresel Bebek Çalıştayı’mızda yapım aşamaları ben kitre bebekle katılıyorum. Diğer arkadaşlarımız bez bebek, polimer bebek, kil bebek, seramik bebek, kabak bebek birçok yöreden arkadaşlarımız var. Benim alanım kitre bebek. Hammaddesi kitre, geven otu özü. Dağ eteklerinde toplanan dikenli bir bitkiden elde edilen bir bitki özü. Türkiye genelinde kitre bebek çok fazla yaygın değil. Yeni yeni yayılmaya başladı. Yani unutulmaya yüz tutmuş bir sanattır kitre bebek sanatı. 10 parmağını geçmez belki Türkiye genelinde. Tekrar canlandırmaya çalışıyoruz. Cumhuriyet dönemi sanatı için elimizden geleni yapıyoruz. Amacımız geçmişimizi günümüze taşımak. Birçok diğer bebeklerde de olduğu gibi yurt dışından katılan arkadaşlarımız da aynı şekilde Türkiye’den katılan arkadaşlarımız da tamamen yöresel ve kültürü yansıtan bebekler mevcut burada. Birçok bebek yapan sanatçımız var ama buradakiler tamamen yöresel bebek çalışan arkadaşlarımız. Bebeğin kültürümüze kattığı özel bir farklılık var. Yani bebek deyip geçmeyelim. Bebek sadece oyuncak demek değil. Kültürümüzü yansıtıyor. Her şey o kadar güzel ki çok teşekkür ediyorum Büyükçekmece Belediyesi’ne. ‘’