Silivri Belediyesinin, Tarım Kooperatiflerinde Kadının Güçlendirilmesi isimli AB Erasmus Projesi kapsamında “Kooperatifçilik Eğitimi” verilen 120 kadın kursiyer, düzenlenen programla katılım belgelerini teslim aldı.
Programda konuşan Başkan Yılmaz, “Biz göreve gelip tarımsal üretim çalışmalarına başladığımızda, ‘Başkan tarım mı kaldı? Bu konulara niye kafa yoruyorsun?’ diyenler bugün bizim yaptığımız tarım desteklemelerini örnek alır hale geldiler.” dedi.
Silivri Belediyesi tarafından çalışmaları yürütülen 2021-1-TR01-KA220-ADU-000029357 numaralı “Tarım Kooperatiflerinde Kadının Güçlendirilmesi” (Women Empowerment in Agricultural Cooperatives) isimli Avrupa Birliği (AB) Erasmus Projesi faaliyetleri kapsamında, 120 kadın kursiyere “Kooperatifçilik Eğitimi verildi.” Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Gülen Özdemir ve Doç. Dr. Emine Yılmaz tarafından verilen eğitimleri tamamlayan 120 kadın kursiyer, Silivri Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünde düzenlenen programla katılım belgelerini teslim aldı. Programa ev sahipliği yapan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz yaptığı konuşmada, Silivri için tarımın önemine vurgu yaptı.
“TÜRKİYE’NİN EN VERİMLİ TOPRAKLARINDA YAŞIYORUZ”
Etkinlikte bir konuşma yapan Başkan Yılmaz, “İbn Haldun coğrafya kaderdir diyor. Bazı coğrafyalar üzerinde yaşayan insanlar için türlü zorlukları içerisinde barındırır. Bazı coğrafyalar ise Cenab-ı Allah’ın bir lütfudur. Ben iddia ediyorum; Silivri olarak, Türkiye’nin en verimli arazilerinin ve en verimli topraklarının üzerinde oturuyoruz. Bu toprakların üzerinde oturmak bize ayrı bir sorumluluk getiriyor. Tarım arazilerinden kopuş, tarımsal üretimden kopuş, kooperatifçilikten, kolektif üretimden, kolektif pazarlama ağlarından kaçış maalesef ki Türkiye’nin de Silivri’nin de özellikle son 20 yılda en büyük problemi. Bu durum insanlarımızı kırsaldan ilçelere veya kentlerin şehir merkezlerine göçe zorladı. Belediye Başkanı olarak bana en çok sorulan soru; ‘Köyümüze ne zaman imar gelecek? Tarım arazileri ne zaman imara açılacak?’ oluyor. Ancak özellikle pandemi dönemi ve yaşanan savaşlarda Finlandiya gibi Norveç gibi kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu ülkelerin gaz bulamayıp, un bulamayıp fırınlarda ekmek üretemediğini gördük. Bununla birlikte Afrika’daki insanların açlıkla imtihanı da tarımın, hayvancılığın, gıda tedarik zincirinin, gıda üretiminin ve lojistiğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Biz göreve gelip tarımsal üretim çalışmalarına başladığımızda, ‘Başkan tarım mı kaldı? Hayvancılık mı kaldı? Bu konulara niye kafa yoruyorsun?’ diyenler bugün bizim Tarımsal Hizmetler Müdürlüğümüz ile yaptığımız tarım desteklemelerini örnek alır hale geldiler.” dedi.
“ÜRETİCİLERİMİZE 1 YILDA 25 MİLYON TL’LİK DESTEK VERDİK”
Silivri Belediyesi olarak yaptıkları tarımsal üretim çalışmaları hakkında bilgiler veren Başkan Volkan Yılmaz, “Göreve geldiğimizde Silivri Belediyesinin başıboş bırakılmış ya da birileri tarafından bedelsiz olarak ekilen, biçilen arazileri vardı. Biz, ‘Herkesi tarım ve hayvancılığa sevk edemeyiz ama hâlâ buradan umudu olan eli nasırlı, gönlünü bu topraklardan ayırmayan insanlarımıza bir soluk verebiliriz.’ diyerek yola çıktık. 300 dönüm ile başladığımız serüvende Silivri Belediyesi bugün 4.000 dönümde zirai faaliyet yapıyor. Bu yılki hasılatımızın toplamı 25 milyon TL. Bunu Silivri’deki çiftçiyle ve hayvancıyla paylaşıyoruz. Yerli ve milli Türk tohumuna en büyük destek veren kurumuz. Bu yıl 450 ton yerli, milli ve sertifikalı tohumluk arpa dağıttık. 100.000 balya saman dağıttık. Kaliteli kaba yem ihtiyaçlarına destek olmak amacıyla 1.000 hayvancımıza, 500’er kiloluk dilimlerle mısır silajı dağıttık. Önümüzdeki şubat ayı içerisinde 35.000 dönüm arazinin ekilebileceği yerli ve milli Türk hibrit ayçiçek tohumunun dağıtımını gerçekleştireceğiz. Yine 350 dönüm yem bezelyesi ektik ve elde ettiğimiz 15.000 balya yem bezelyesini hayvancılarımızla paylaştık. Hayvancılarımızın en büyük gider kalemlerinden bir tanesi ahırındaki gübrenin bertaraf edilmesiydi. Bugün 25-30 büyükbaş hayvanı olan bir hayvancının yıllık 25.000 TL bertaraf maliyeti var. Belediyemizin envanterine bir Katı Gübre Serpme Makinesi kazandırdık ve muhtarlarımızla birlikte bir çalışma başlattık. Dedik ki biz üreticilerimizin ahırından hayvansal gübrelerini ücretsiz alacağız. Kepçe, mazot, kamyon, operatör bizden. Gübreleri alıp bertaraf edeceğiz. Tarlasına taban gübresi olarak serpmek isteyenlere ise Katı Gübre Serpme Makinesi ile gübrelerini homojen bir şekilde serpeceğiz. Bu çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“SİLİVRİ DENİNCE AKLA KADIN ÜRETİCİLER GELMELİ”
Silivri için tarımın ne kadar önemli olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, “Tarımsal Hizmetler Müdürlüğümüz, Erasmus kapsamında üniversitelerle yaptığı iş birliği çerçevesinde 4 projeyi hayata geçirerek Avrupa Birliği’nden hibe almaya hak kazandı. Benim bu projelerin arasında en çok önemsediğim de ‘Tarım Kooperatiflerinde Kadının Güçlendirilmesi’ projesi oldu. Çünkü kolektif ürettiğimizde girdi maliyetlerini düşürebiliriz. Üretimin ardından satış ve pazarlama noktasında da kooperatiflere ciddi bir güven var. Ne kadar üretirseniz üretin doğru bir kanalla, doğru fiyata pazarlayamazsanız bir süre sonra üretimden vazgeçersiniz. O nedenle bu çalışmayı önemli bir adım olarak görüyorum. Türkiye’de çok başarılı kadın kooperatifi örnekleri var ve kadınlarımız bu işi layıkıyla yaparlar. Ben Kamiloba doğumluyum. Çocukluk dönemlerimde Rami Haline Antalya’dan, İzmir’den ürün gelmezdi. Bütün ürün İstanbul’un çeperlerinden; Şile’den, Çatalca’dan, Silivri’den gelirdi. Peki ne oldu? Bu hikâyeyi yazanlar bizim büyüklerimiz değil mi? Onların yazdığı hikâyeyi biz niye geriye düşürdük? Biz niye Antalya’dan, 700 km uzaktan gelen domatesle, maydanozla rekabet edemiyoruz? Bu sorulara cevap vermemiz için şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Bu durumu değiştirmek için de çok çalışmamız gerekiyor. Bakın Danamandıra’da 12 kadın üreticimizle barbunya üretimine başladık. Kadın üreticilerimize, ‘Benden ne istiyorsunuz?’ dedim. Alt gübre istiyoruz dediler. Tamam dedim alt gübreyi biz vereceğiz. Daha sonra üst gübreyi de istediler, ona da tamam dedik. Hanımlar, ‘Bunu satamayız Başkanım.’ dediler. O zaman alım garantili ekelim. Satamazsanız Belediye Başkanı olarak ben satın alacağım dedim. Ondan sonra barbunyalar ekildi. Danamandıra’da bir saman ya da tohumluk arpa dağıtım töreni sırasında hanımefendilere barbunyaları sordum. Kendileri ‘Başkanım size 1 kilo barbunya ayırabildik.’ dediler. Barbunya üretimi bu yıl ise 2-3 katına çıktı. Silivri dendiğinde akla tarım, üretim, kooperatifçilik ve kadın üreticiler gelmeli. Şu unutulmamalı ki; ne yaparsak bu ülke için, bu millet için yapacağız. Bu verimli topraklar bize miras değil, emanet. Korunup kollanması ve üretim yapılması gerekiyor. Bu topraklara alın teri dökmemiz lazım. Göreve geldiğim ilk günden beri söylüyorum; biz hanımefendilerle yol yürüyeceğiz. Ben ve mesai arkadaşlarım büyük bir aşkla ve heyecanla çalışıyoruz. Silivri Belediyesi olarak sizinle dertlenmeye, sizinle kederlenmeye ve sizlerle beraber sevinmeye devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken bu projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.