BTP Sözcüsü Emre Polat’tan Ayasofya’da Atatürk’e hakaret edilmesine tepki…
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Emre Polat Ayasofya’da Atatürk’e hakaret edilmesine tepki gösterdi.
Basın açıklaması yapan Polat, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan her ay maaşını tıkır tıkır alan bir hadsiz, çıkmış yine Mustafa Kemal Atatürk’ün işgalden kurtarıp bizlere armağan ettiği Ayasofya kürsüsünden içindeki kini kusuyor, Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okuyor. Kendini imam zanneden bu müsveddeyi elbette ki muhatap almıyoruz. O müsveddenin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı genetik kodlarında bir asırdır büyütülen intikam ve düşmanlığın sebeplerini de çok ama çok iyi biliyoruz.” dedi.
“Hakarete sessiz kalınması kabul edilemez”
“Başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Diyanet İşleri Başkanı’nın bu hezeyana şahitlik edip sessiz kalmasını asla kabul etmiyoruz.” İfadelerini kullanan BTP Sözcüsü Polat, “Böyle bir hadsizin, Mustafa Kemal Atatürk’ün düşman işgalinden kurtardığı Ayasofya’da kürsüye çıkartılmasından tutun da sonrasında tek satır açıklama yapılmamasının milletimizin vicdanında açtığı derin yaranın bilinmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Ayasofya’yı işgalden kurtaran Atatürk’tür”
Atatürk’e hakarete sessiz kalınmasının asla kabul edilemeyeceğini belirten Polat, “Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet ile İslam dünyasına kazandırılmış ama Birinci Dünya Savaşı ile tekrar Haçlı tarafından işgal edilmiştir. Ayasofya ile beraber tüm yurdu düşman işgalinden kurtaran Fatih Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ayasofya’yı zincirlerinden kurtaran lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tarih böyle alçak, kendini imam zanneden müsveddelerle doludur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni işgalden kurtarırken de, yeni devletimizi kurarken de vatan hainleriyle mücadele etmişti. Onların da en önemli özelliği tıpkı Muaviye gibi mızraklarının ucuna ayet-i kerimeleri yerleştirmeleri değil miydi?”
“Prof. Dr. Haydar Baş Atatürk’ün pak soyunu ortaya koydu”
Açıklamasında, “Ölçümüz gayet nettir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kafir diyen kafirdir. Hem dini hem de milli bilincimize göre kafirdir.” Şeklinde dikkat çekici bir çıkış yapan Polat şöyle devam etti, “Bunu biz söylemiyoruz, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) söylüyor. Şöyle diyor, “Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." (Buhârî, Müslim, Îmân 111. Tirmizî, Îmân 16) Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imanından kimsenin şüphesi yok. Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bin sayfalık bir eser kaleme alarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün pak soyunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. O’nun soyu Ehl-i Beyt’e dayanan tertemiz bir soy. O’nun İslam’a olan hizmetlerini, nasıl dindar bir aileden geldiğini tek tek belgeleriyle anlattı.”
Atatürk bugün yaşasaydı o imama ne derdi?
“Atatürk’ün nasıl bir müfessir olduğunu, Kuran Kerim’i nasıl ezbere okuduğunu tüm dünyaya ilan etti.” Diyen Polat , “Atatürk bugün hayatta olsa, tıpkı kendi döneminde yaptığını yapar ve imam müsveddesini çağırır ve derdi ki, şu ayeti oku bakayım. Önce kıraatına bakar hatası varsa düzeltirdi. Ardından şimdi tefsir et bakalım bu ayeti derdi. İşte orada bu imam müsveddesinin gerçek yüzü açığa çıkardı. Neden çünkü istismar ettiği ayetin, Bakara 114. Ayetin son kısmı onu titretirdi. Şark Kurnazı müsvedde ayetin ilk kısmını verip son kısmı vermiyor. Çünkü ayetin son kısmı şöyle diyor, “Onlara dünyada bir rezillik, âhirette de büyük bir azap vardır.” Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyada nasıl bir hayat yaşadığı ortada. Son nefesine kadar huzur içinde ve ele üstünde tutulan bir hayat yaşadı. Ama bu müsveddelerin hem dünyaları hem de ahiretlerinin nasıl olacağını Allah bilir. Bu konuyu Genel başkanımız Hüseyin Baş’ın şu cümlesiyle bitirelim. “Ayasofya Cami imamları üzerinden denenen şeyin farkındayız! Bu ucuz oyunlarla Türk Milleti ile üzerinde özgürce ibadetimizi yaptığımız bu toprakları bize bırakan Atatürk’ümüzün arasını açamayacaksınız. O oyuncağı Prof. Dr. Haydar Baş elinizden aldı.” dedi.