Prof. Dr. İftihar Köksal, Dünya Aşı Haftası dolayısıyla toplumu aşı karşıtı söylemler konusunda uyardı ve aşının sadece çocuklar değil, tüm yaş grubundaki yetişkinler için vazgeçilmez bir koruyucu sağlık uygulaması olduğunu vurguladı. Yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için daha büyük bir tehdit olan enfeksiyon hastalıklarından aşılarla korunulabileceğini belirten Prof. Dr. İftihar Köksal, “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun yaptığı yeni şemalara göre artık tüm 65 yaş üstü erişkinler ve diyabet, kronik akciğer ve kalp hastaları gibi risk grupları aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz aşılanabilecek” dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye EKMUD Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, 24-30 Nisan Dünya Aşı Haftası sebebiyle aşının hem çocuklar hem de erişkinler için önemli bir koruyucu sağlık önlemi olduğunu belirterek önemli bilgiler verdi.
Aşılar sadece çocuklar için değildir
Prof. Dr. İftihar Köksal erişkinlere yapılan aşılar konusunda şu bilgileri verdi: “Erişkin aşılarını; çocuklukta yapılan aşıların devam aşıları, erişkinlere has aşılar, yaşlılık dönemi aşıları ve özel durumlarda yapılması gereken aşılamalar olarak sınıflandırabiliriz. Tetanoz-difteri aşıları çocuklukta başlanan aşıların devamı niteliğinde olup her 10 yılda bir tekrarlanmalıdır. Boğmaca vakalarının yeniden görülmeye başlaması nedeni ile tetanoz-difteri aşılarının birisi asellüler boğmaca aşısı ile birlikte yapılmalıdır. Grip aşısı ve pnömokok aşıları, başta 65 yaş üstü kişiler ve diyabet, kronik akciğer, kalp hastaları gibi riskli hastalar olmak üzere erişkinlere önerilen aşılardır. Ayrıca bağışıklığı düşük erişkinlere hepatit A ve B aşıları, hacca gidecek olanlara uygulanan meningokok aşıları erişkin bağışıklamada yer alan diğer aşılardır.”
Aşı karşıtı söylemler tüm toplumu tehlikeye atıyor
Prof. Dr. İftihar Köksal, son dönemde daha sık karşılaşılan aşı karşıtı söylemler konusunda uyardı: “Hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan aşı karşıtı söylemler, aşı ile korunabilir hastalıklar açısından, sadece aşıyı reddeden kişileri değil tüm toplumu risk altında bırakmaktadır. Henüz yeni yayınlanan Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi raporunda sırf bu yüzden kızamık vakalarındaki artışa, hatta 2018 yılında 13 kişinin kızamıktan öldüğüne vurgu yapılmaktadır. Romanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan'daki vaka artışlarına dikkat çekilmektedir. Sormak isterim, eğer aşılar olmasaydı çiçek hastalığı ortadan kaldırılabilir miydi? Çocuk felci kaç çocuğu etkilerdi? Hangi anne çocuğunun kızamıktan ölmesini ister? Hangi çocuk dedesinin ninesinin zatürreden ölmesini ister? Enfeksiyon hastalıkları bulaşıcı hastalıklardır ve bu hastalıkların yayılmasını önlemede aşılar en önemli yollardan biridir.”
Zatürre, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için daha büyük bir tehdit
Zatürrenin 65 yaş üzeri erişkinler başta olmak üzere kronik kalp ve akciğer hastalıkları, diyabet ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıkları olan erişkinler ve organ nakli yapılanlarda daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. İftihar Köksal şöyle devam etti: “Zatürre bu kişilerde daha ciddi seyretmekte ve ortaya çıkan komplikasyonlarla daha fazla ölüme yol açmaktadır. Ancak aşılama sayesinde hastalığın görülme sıklığını, ciddiyetini ve ölümleri azaltmak mümkündür. Ayrıca, grip ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına karşı yapılacak aşılar aynı zamanda gereksiz antibiyotik kullanımını da engellemektedir. Yani zatürreden korunmak mümkündür. Korunmak için öncelikle risk faktörlerini ortadan kaldırmak, sigara içmemek, sağlıklı yaşamak ve aşılanmak gerekmektedir. Pnömokok yani zatürre aşılarının uygulanması yaşa ve risk durumuna göre farklılık gösterir. 65 yaş üzerinde herkese uygulanmalıdır. 65 yaş altındaki erişkinlerde diyabet hastaları, kronik akciğer hastaları, kalp hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, romatolojik problemi olan hastalar, kemik iliği nakli yapılanlar, organ nakli yapılanlar, dalağı alınmış olanlar, pnömokok aşılarının önerildiği gruplardır.”
