TÜDEF (Tüketici Dernekleri Federasyonu) son ekmek zammıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı
Sayın Basın Mensupları;
Son ekmek zamları ile dar gelirlinin yaşam hakkınıelinden alacak düzeye gelinmiştir. İllere göre %25-%33 oranındaki bu zamlar, dar gelirli emeklinin dulun, yetimin, geçim zorluğuyla boğuşan yurttaşın bazı illerimizde 3, bazı illerimizde ise 4 ekmeğinden birini aldı. Kişi başına 150 kg ile dünyada en çok ekmek tüketen ülke olan Türkiye' de 5 kişilik asgari ücretli bir aile 300 liralık asgari ücret zammı sadece ekmeğe harcanmak zorunda. Diğer yandan TÜİK' e göre gıda fiyatları Ocak 2016`da yüzde 4,3 yükselince, yıllık gıda enflasyonu da yüzde 11,7`ye kadar çıkmış bulunmaktadır. Bu durumda enflasyon sepetinde yüzde 2,6`lık önemli bir ağırlığı bulunan ekmek fiyatlarıenflasyonu daha da artıracaktır.
Önlem alınmazsa durum böyle de kalmayacaktır. Nitekim,basına yansıyan açıklamalardan 2016 yılının ilk altı ayı içerisinde Ankara ekmeğe %25 dolayında daha bir zam yapılacağı ve başta Ankara olmak üzere 1 Liralık ekmeğin 1,25 Liraya yükseleceği anlaşılmaktadır. Oysa; ekmek maliyetlerinin en önemli maliyetini oluşturan un fiyatlarında bir artış yoktur. Tam tersine, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım ÖrgütüFAO' ya göre dünyada son beş yılda gıda fiyatları düşmektedir.FAO, Gıda Fiyat Endeksi (FFPI) Aralık ayında ay bazında 2,6 puan gerilemiştir. Türkiye' de 2014 yılında 868 TL/Ton olan buğday fiyatları yaklaşık 3,6 milyon ton artışla 22,6 milyon tona ulaşmış ve buğdayın fiyatı %3 düşüşle 845 TL/Tona inmiştir. Diğer yandan geçtiğimiz dönemde elektrik, doğal gaz fiyatlarında anlamlı bir artış olmamakla birlikte, mazot fiyatlarında dünya piyasaları doğrultusunda önemli düşüşler yaşanmıştır. Bu durumda Federasyonumuzca yapılan ekmek fiyatları da Tarım Bakanlığı' nın 250 gr. Ekmek için 61 kuruşluk fiyatı doğrulamaktadır. Ekmek zammının açıklanamaz durumuna en önemli örneğini ise kilosu 1,7 lira olan makarna, kilosu 3,3 lira olan bisküvi, kilosu 2,9 lira olan fırınlanmış mantıfiyatları oluşturuyor. Fırınlanarak bünyesinde hiç nem bulunmayan bu unlu mamullere karşın üçte biri nem olan ekmeğin bu önlenemez yükselişini hiçbir mercii açıklayamaz. Ayrıca İzmir'de 300 gr. Halk Ekmeğin Fiyatı 65 kuruş, Kg fiyati ise 2.16 tl olduğu yerde, hiç bir mantık ve hiç bir vicdan bu zammın gerekçesini açıklamaya yetmez.
Kara düzenin faturası tüketiciye
Ülkemizde neredeyse her mahalleye bir fırın düşmektedir. Kara düzen çalışan bu fırınlardaki; un, malzeme, işçilik, hijyenve kalitesinin ne derecede denetlendiğini söylemek de pek mümkün değildir. Daha hala ekmeklerde etiket bulunmamakta, toz toprak içerisinde her türlü hijyen koşullarından uzak sevk edilen ekmeği poşete sokmaya hiçbir yetkilinin gücü yetmemektedir.Öte yandan bir oda başkanı ekmek fiyatlarındaki artışın nedenini "fırınların yüzde 30 kapasite ile çalışması, 250 fırın olması gerekirken bu rakamın 500 olması. Bu da pastanın bölünmesine ve fiyatın artmasına neden oluyor" şeklinde açıklıyor.Böylece bu başıboş verimsizliğin faturası tüketiciye çıkarılmış olup ekmeğin kilosu yurt genelinde 4-5 liraya yükseltililiyor.
Yetkililere Çağrı
Burada Ticaret Odalarına seslenmek istiyoruz. Fırınlara ekmek zammının Fırıncılar Odaları tarafından getirilmiştir. Zamlı tarife ticaret odalarına üye fırıncıları bağlamaz. Geçmişte Ankara Ticaret Odasının yaptığı gibi; yasanızdaki Tüketiciyi koruma göreviniz doğrultusunda, bir sosyal sorumluluk örneği göstererek bu izahı zor zammı uygulamayabilirsiniz.
Ama burada asıl görev tüketiciyi Koruma görevi ile yükümlü olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlıklarına düşmektedir.Serbest piyasa demek başı boş piyasa demek değildir. Serbest piyasa ekonomisinde her ne kadar devlet piyasaya doğrudan müdahale edemezse de, özellikle; et, süt, ekmek, su vb. temel gereksinim maddelerinde sosyal devlet ilkelerinin gereğini yapmak; piyasayı düzenleyici önlemleri almak, güçlü ve örgütlü üretim güçlerinin karşısına, en az aynı güçte ve örgütlülükte tüketici örgütlerini çıkarmak zorundadır. Bu Anayasamızın 172. Maddesinde Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder şeklinde açıkça ifade edilmektedir. Bu bağlamda,ulusal politikaların belirlenmesinde geniş tüketici kesiminin etkin katılımı ve temsili sağlanmalıdır. Bu doğrultuda ulusal ekmek politikaları belirlenmelidir. Ticaret Bakanlığı ise ekmek gibi bazı önemli gıda maddelerinin fiyatlarının ilgili esnaf odasınca tek taraflı belirlenmesine cevaz veren 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kanunun 62. Maddesini kaldırmalı; bunun yerine Evrensel Tüketici ve İnsan Haklarını öngören çağdaş düzenlemeleri getirmelidir. Eğer lütfedilirse TÜDEF olarak bu konularda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu iki bakanlığa da yazılı olarak bildirdik. Bununla birlikte ilgili bakanlıkları ve tüm yetkilileri, Anayasamızın 172. Maddesi doğrultusunda ilgili 78 milyon tüketicinin ekmeği için göreve çağırmayı bir borç biliyoruz.