Kurum, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, Caddebostan sahilinden tekneyle Marmara’ya açıldı ve yaşanan müsilaj faciasını yerinde inceledi
Kurum, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, Caddebostan sahilinden tekneyle Marmara’ya açıldı ve yaşanan müsilaj faciasını yerinde inceledi. Marmara Denizi’nde yaşanan tehdidin yılların birikimi olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu sürecin bir başka ruhu da seferberlik ruhudur. Bu işin başında, Bakanlığımız olmak zorunda. Ve bütün Marmara’nın, bütün kurum ve kuruluşlarından sorumlu valiliklerimiz olmak zorunda, belediyelerimiz olmak zorunda. Unutulmasın ki, 30 milyona yakın nüfus bu işte iş birliği yapmaz ise, bunun çözümü mümkün değil. Yani bir işletme, bir sanayi tesisi, bir vatandaşın evindeki sürecinden tutun, bir inşaatı yapan müteahhide varıncaya kadar tüm süreçlerin hassas biçimde yönetilmesi çözümü oluşturur” ifadelerini kullandı.
Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj (deniz salyası) kabusu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda Kocaeli’de düzenlenen toplantıyla masaya yatırılmıştı. Geçtiğimiz 6 Haziran’da, Kocaeli’nde düzenlenen “Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Toplantısı”nda, 3 ay içinde faaliyete geçirilmesi öngörülen eylem planının 22 maddesi imza altına alınmıştı. Bakan Kurum ile Marmara Denizi’ne kıyısı olan şehirlerin valileri, büyükşehir belediye başkanları ve belediye başkanları ortak kararla oluşturulan 22 maddelik eylem planını, kamuoyu önünde imzalamıştı. Müsilaja karşı oluşturulan topyekun eylem birliği, İstanbul Caddebostan’da hayata geçti. İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Müsilaj Temizliği Seferberliği Programı”na; Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Başkanı Tahir Büyükakın, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri ile sahne ve sanat dünyasından ünlü isimler katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Kurum, Vali Yerlikaya ve MBB Başkanı Büyükakın, sorunun, ortak akıl ve bilimle çözüleceğine vurgu yaptı.
“DERİN BİR SORUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Toplantıda ev sahibi sıfatıyla konuşan İmamoğlu da çözülmesi gereken derin bir sorunla karşı karşıya olunduğuna vurgu yaptı. Marmara Denizi’nin dünyanın en genç denizlerinden ve en güzel coğrafyalarından biri olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, devletin her kurumunun bölgeye karşı kültürel ve tarihi anlamda sonsuz sorumluluğunun bulunduğunun altını çizdi. “Bugün yapacağımız, ortaya koyacağımız tutarlı adımlar, bu denizi ve bu coğrafyayı geleceğe az kusurlu bir şekilde taşıyacaktır. Keşke kusursuz diyebilsek, ama insanoğlu, ne yazık ki hiçbir coğrafyayı kusursuz yönetemiyor” ifadelerini kullandı. Dünyada çevre, yeşil ve iklim değişikliği gibi konuların öncelikli hale geldiğini vurgulayan İmamoğlu, “Kaynakları iyi kullanmadığımız, bunun kıtlığını yaşadığımız takdirde, Allah korusun ki, insan ve canlının varlığı da ne yazık ki tehdit altında” diye konuştu.
“SÜREÇ DOĞRU BAŞLAMIŞTIR”
Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj tehdidini hep bertaraf etme adına atılan adımı çok önemsediklerini belirten İmamoğlu, “Bu sürecin bir parçası olmanın da keyfini yaşıyorum. Bu değerlidir. Değerli Çevre ve Şehircilik Bakanı’mız Sayın Murat Kurum’un koordine ettiği ve bütün katılımcı paydaşları ile yürüyen bir süreç. Doğru başlamıştır, doğru tanımlanmıştır. Ortak akıl ve bilimin ışığında yol yürünmesi de sağlıklı bir rehberlik yolu çizmiştir. Bütün bu kavramlar üzerinden, gerçekten, yürekten başarıya ulaşma ümidiyle bu süreci alkışlıyorum. Ve inşallah sonucunu da halkımıza en güzel şekilde yaşatırız” diye konuştu.
“TEHDİT YILLARIN BİRİKİMİ”
Marmara Denizi’nde yaşanan tehdidin yılların birikimi olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bugün İstanbul’da, Bakanımız, bu musilajın, deniz üstündeki temizliği etkinliğini başlatmak istedi. Ev sahipliği yapmaktan keyif duyduk. Teşekkür ederiz kendilerine. Bu sürecin bir başka ruhu da seferberlik ruhudur. Seferberlik ruhuyla başlamıştır. Tekrar bütün paydaşlarına minnet duygularımı ileteyim. Bu işin başında, Bakanlığımız, bütün Marmara’nın bütün kurum ve kuruluşlarından sorumlu valiliklerimiz, belediyelerimiz olmak zorunda. Unutulmasın ki, 30 milyona yakın nüfus, bu işte iş birliği yapmaz ise bunun çözümü mümkün değil. Yani bir işletme, bir sanayi tesisi, bir vatandaşın evindeki sürecinden tutun, bir inşaatı yapan müteahhide varıncaya kadar tüm süreçlerin hassas biçimde yönetilmesi çözümü oluşturur” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’DA BÜTÜN ÇABA KADİM KURUM İSKİ’YE AİT”
Türkiye nüfusunun üçte bire yakın nüfusunun Marmara Denizi’ne kıyısı olan şehirlerde yaşadığını hatırlatan İmamoğlu, İstanbul’un bu anlamdaki yerinin farklılığına dikkat çekti. “Atık süreci ile ilgili geçmişten bugüne, iyi işler yapılmıştır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“İlaveleri yapılmaktadır, ilaveleri tasarlanmaktadır. Günlük 4 milyon metreküpe yakın atığın yönetiyor bu kent. Gerçekten büyük bir hacim. Bu hacmin, İstanbul’da şu an yönetilme biçimi yüzde 50’yi aşan biçimde ileri biyolojik arıtma; ama diğer kısmı ise ön arıtma biçimde derin deşarj yöntemiyle tercih yapılmakta. Bugün dönüşümü ile ilgili 1,5 milyon metreküplük bir alan şu anda kapasite çalışma içerisinde. Projeler yürüyor. İlave ihtiyaçlarımız var. Onlar ile ilgili hem proje hem de yer tahsisi konusunda kurum ve kuruluşlarla çalışmalarımız yürüyor. Bütün bu çabanın kadim kurum İSKİ’ye ait olduğunu ve İSKİ’nin tüm süreçlerine katkı sunan, geçmişten bugüne herkese minnet duygularımı iletmek istiyorum. İstanbul’un kadim ve nadide bir kurumudur. Bu yönüyle bu çalışmalarımızın, bu sürece katkı sunacağını öngörüyoruz. Bugün de kurumumuzun, farklı kurum ve kuruluşları hazırlıklarını yaptılar. Ve bugün 10 adet bu müsilajla ilgili temizliği yapılacağı makineleri, tekneleri hazır ettiler. Bu çaba sürecek. Ama şunu belirtelim: Bugün yaptığımız bir pisliği temizlemek. Ya da bir müsilajı temizlemek. Yani bir çözüm değil. Sadece bugüne dair, bugünün sürecine katkı sunma anlamında bir çalışma. Değerlidir, anlamlıdır. Sakın ha, bunu sürecin çözümü, sonucu olarak algılamayın.”
“HERKES ÖDEVİNİ YAPMAK VE HALKA HESAP VERMEK ZORUNDA”
Geçtiğimiz 6 Haziran’da Kocaeli’ndeki toplantıda alınan kararla kurulacak Bilim Kurulu’nun süreci tanımlayacağının altını çizen İmamoğlu, “Ardından 3 aylık süreç içerisinde de geniş anlamda bir stratejik bir plan tanımlanacağı kararı alınmıştı. Bu da çok değerli bir karardır. 21 kararın hepsi, değerli karardır bu arada. Emeği geçen bütün herkese yine teşekkür ediyorum. 3 ay sonra ortaya çıkan yol haritası ya da o ortaya konan stratejik plan, başta İstanbul kenti olmak üzere -çünkü en büyük nüfus burada- bütün kurum ve kuruluşların ev ödevi haline gelecektir. Tabiri caizse biz, o ortaya çıkan ödevler üzerinden halkımıza hesap vermek zorundayız. Bu manada ben bu stratejik planı çok önemsiyorum. Çok iyi çalışıldığı, kamuoyu ile paylaşıldığı, her vatandaşın şeffaf bir biçimde -aynen bugüne kadar yürütüldüğü gibi- iyi bir biçimde takip edeceği bu stratejik plan üzerinden ortaya çıkan ödevimizi, en iyi şekilde yapacağımızı buradan hem Sayın Bakan’ımızın hem de burada bulunan bütün konukların huzurunda İstanbul adına taahhüt ediyoruz” diye konuştu.
“MARMARA’YA MİNNET BORCUMUZ VAR”
Ülke olarak Marmara’ya minnet borcumuz olduğunu kaydeden İmamoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi:
“Kim için? Geleceğimiz için, yaşam için, çocuklarımız için. Bu manada, bu ortaya çıkacak stratejik planı çok önemsediğimizi, en üst seviyede de katkı sunacağımızı belirtmek istiyorum. Dünyanın en güzel kentinin, en güzel denizinin içindeyiz, kıyısındayız. Hakkını vermeliyiz. Bizim minnet borcumuz vardır. Bu şehrin binlerce yıllık tarihinin içinde kim var ise, onlara minnet borcumuz vardır. Bundan sonra gelecek olan gelecek nesle minnet borcumuz vardır. Bu kenti fetheden Fatih Sultan Mehmet'e, bu şehri işgalden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'e ve bütün ceddimize, atamıza minnet borcumuz vardır. Bunu ödememiz gerekir. Onun için buradayız. Seferberlik duygusu içerisinde buradayız. Bu sürecin sağlıklı bir biçimde kurgulanmasının asla bozulmamasını diliyor, bütün şeffaflığıyla, katılımcılığıyla, ortak akılla ve bilimin ışığında, Sayın Bakan’ımızın koordinasyonunda ve bizlerin, bütün paydaşların içinde olduğu süreçle yönetilmesini yürekten temenni ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Konuşmaların ardından; Kurum, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, Caddebostan sahilinden tekneyle Marmara’ya açıldı ve yaşanan müsilaj faciasını yerinde inceledi.
BAKAN KARAİSMAİLOĞLU’NA “İLAÇ” YANITI: “HERHALDE RÜYASINDA GÖRMÜŞTÜR”
İmamoğlu, toplantı öncesinde gazetecilerin kendisine yönelttiği, “Ulaştırma Bakanı’nın bir uyarısı oldu. ‘Kanal İstanbul, deniz salyasının ilacı olur’ dedi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz” sorusuna, “Nereden malum oldu bilmiyorum. Biraz malum olmuşa benziyor. Devlet adamları, bilim ile konuşur; dayanakları bilim ile olur. Bir makale mi var, bir araştırma mı var? Bugüne kadar niye böyle bir araştırma yayınlanmadı? Akşamdan sabaha herhalde insan rüyasında görmüştür; sabah da böyle bir şey aklına gelmiştir diye düşünüyorum. Değerli arkadaşlar; mesele, ciddi bir meseledir. Ciddi meseleleri önce bilim ele alır, bir zemine oturur, tartışılır. Bize, varsa bir makale onu, göndersin. Kaldı ki