Tarhan: “Dünya hakimiyeti oluşturmak için ve silah sanayi beslensin diye Ukrayna kurban yapıldı”
Üsküdar Üniversitesi tarafından Bediüzzaman Said Nursi’nin 62’nci ölüm yıl dönümünde düzenlenen panelde ‘İslamofobi ve İslam karşıtı söylemler’ tartışıldı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, karanlıkla mücadele etmenin en güzel yönteminin bir mum yakmak olduğunu belirterek “İslamofobi ile mücadele etmenin en güzel yolu da İslamiyetin güzelliklerini ve hakikatini anlatmaktır.” dedi. Atlantikçi yapının, NATO paktının bir düşmana ihtiyacı olduğu vurgusu yapan Tarhan, “Yeni düşman yeşil kuşak diyorlardı. Şu anda yeni düşman Sovyetler Birliği oldu. Dünya hakimiyeti oluşturmak için ve silah sanayisinin beslenebilmesi için yeni bir düşmana ihtiyaç var. Bir şekilde Ukrayna yeni kurban yapıldı.” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL (İGFA)- Bediüzzaman Said Nursi, ölümünün 62. yıldönümünde Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen panelde anıldı. İslamofobi ve İslam Karşıtı Söylemler Paneli’nde dünyadan ve Türkiye’den çeşitli üniversitelerden bilim insanları İslamofobiyi çeşitli yönleriyle ele aldı. Pandemi önlemleri kapsamında çevrimiçi düzenlenen panel, Hafız Ahmed Kaya’nın okuduğu Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Uygar Aydemir’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde açılış konuşmaları gerçekleştirildi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini 62’nci vefat yıldönümünde 9’ncu Anma ve Anlama Programı ile andıklarını söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Risale-i Nur eserleri, Kur’an güneşinin çuhalarıdır, pırıltılarıdır, sızıntılarıdır, Kur-an’ın bu çağa bakan bir ışığı ve yorumudur. Bediüzzaman da bu çağda medrese, mektep ve tekkeyi birleştiren bir kişidir. Bu zamanda bu üç caddeyi ana caddede günümüze sunuyor.” dedi.
"RİSALE-İ BUR BÜTÜN İNSANLARIN REFERANSIDIR"
Zaman geçtikçe özellikle gençlerde ciddi bir değişim yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: “Gençler varoluşu çok sorguluyor. ‘Neden varım, ne için yaşıyorum, hayat nedir, hayatın sonu nedir ve sonsuzluk nedir?’ gibi soruları çok soruyorlar. Gençlerin akıllarındaki sorulara bu eserler çok güzel yanıtlar veriyor. Bu eserler arasındaki İhlas Risalesi ciddi bir tasavvuf dersi niteliğinde. Bu nedenle Bediüzzaman Hazretlerine herkesin ihtiyacı var. Bediüzzaman sadece Risale-i Nur’un takipçilerinin ve müminlerin bir referansı değildir, bütün insanların referansıdır. Bu gözle bakabilmek ve bu kaynaklardan faydalanabilmek çok önemli. O yüzden biz bu anma programlarını aslında anlama şeklinde daha çok devam ettirmek istiyoruz.”
"UKRAYNA KURBAN YAPILDI"
Bediüzzaman Said Nursi Anma ve Anlama Programı’nda neden İslamofobi konusunu seçtiklerini açıklayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Birleşmiş Milletler, 15 Mart’ı İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan etti. Victor Hugo’nun ‘Zamanı gelmiş fikirler en güçlü silahtır’ diye bir sözü var. Gerçekten de öyle olduğunu gördük. Atlantikçi yapının, NATO paktının düşmana ihtiyacı var. Soğuk savaş bittikten sonra 93 yılında Belçika’da bir toplantı yapılmıştı. Yeni düşman yeşil kuşak diyorlardı. Şu anda yeni düşman Sovyetler Birliği oldu. Dünyada İŞİD gibi yarı sentetik yapılar ortaya çıktı ve bitti. Fakat İslamofobi ve silah sanayi beslenemedi. Dünya hakimiyeti oluşturmak için ve silah sanayi beslensin diye yeni bir düşmana ihtiyaç var. Bir şekilde Ukrayna yeni kurban yapıldı. NATO da muhtemelen düşman konseptini değiştirecektir.” dedi.
"MÜSLÜMANLAR KENDİLERİNİ DOĞRU ANLATMALI"
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyesi, IRCICA Genel Direktörü ve Büyükelçi Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Müslümanlara yönelik zıtlık, dışlama ve ötekileştirmenin çok eskilere dayandığını ve bundan sonra da olacağını söyledi. Müslümanların kendini en doğru şekilde anlatması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, “Nasıl bir din felsefemiz var? Nasıl bir dünya görüşümüz var? Sanatımızla, edebiyatımızla, insanlığımızla biz bunu ortaya koyalım. Ayet-i kerimede ‘Hak gelince batıl zail olur’ diyor. Batıl kendi kendine zail olur demiyor. Hak geldiği anda batıl yanlış anında duramaz, terk eder orayı. O açıdan biz doğruyu ortaya koymaya çalışalım. Batılın gideceği kanaatindeyim. Çuvaldızı biraz da kendimize batırmamız gerekiyor. Bazı dış mihraklarca üretilen El Kaide benzeri hareketlerle kendinizi bir Avrupalı’nın ya da Batılı’nın yerine koyun, ‘Kafamı ne zaman kesecekler?’ diye birileri korkuyla beklerse, bir tür İslamofobinin oluşmasında da bizim içimizden çıkan bazı kişilerin katkılarıyla da İslamofobi köpürtülüyor.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Çağın Vicdanı Öğrenci Kulübü Başkanı Nursena Yılmaz da her sene düzenlenen etkinliğin bu sene 9’uncusunu gerçekleştirdiklerini belirterek bu sene İslamofobi ve İslam Karşıtı Söylemler temasını ele aldıklarını söyledi. İslamofobinin en büyük sebebinin İslam’ı tanımamak ya da yanlış tanımak olduğunu kaydeden Yılmaz, panelin faydalı olacağına inandıklarını söyledi.