23.11.2021 08:14:00 0

KOAH Hastaları Derneği, “KOAH'a Karşı Çal Bi' Islık” diyor

KOAH Türkiye'de en çok ölüme neden olan üçüncü hastalık konumunda.

KOAH Hastaları Derneği, “KOAH

 

Nefes darlığı, öksürük ve balgam belirtileriyle kendini gösteren KOAH'ın ilerleyişi, erken tanı konulmasının yanı sıra tütün kullanımı gibi risk faktörlerinden uzaklaşmakla durdurulabiliyor. KOAH Hastaları Derneği, AstraZeneca'nın koşulsuz destekleriyle hayata geçirdiği “KOAH'a Karşı Çal Bi' Islık” kampanyasıyla hastalığa yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyor. 

Akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı gelişen KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), dünyada milyonlarca insanın sağlığını tehdit eden küresel bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdürüyor. 

“KOAH'a Karşı Çal Bi' Islık” sloganını benimseyen KOAH Hastaları Derneği, hayata geçirdiği kampanya ile KOAH'ın önlenebilir bir hastalık olduğu ve KOAH hastalarının doğru tedavi ile kaliteli bir yaşam sürebileceği mesajını veriyor. 

KOAH tanısı için soluk testi şart
KOAH Hastaları Derneği'nin KOAH farkındalığını artırma, KOAH tanısı alan hastaların eğitimlerine yardımcı olma ve hastalar arasında dayanışmayı güçlendirme amacıyla kurulduğunu hatırlatan KOAH Hastaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mecit Süerdem, Dünya KOAH Günü kapsamında şu açıklamayı yaptı: “KOAH'ta en sık görülen hasta şikayetleri nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün ürünleri kullanımıdır. Diğer yandan ekmek yapmak, yemek pişirmek ve ısınmak amaçlarıyla yakılan odun, tezek ve benzeri organik yakıtlara bağlı olarak ortaya çıkan çevresel hava kirliliği de KOAH riskini ciddi oranda artırmaktadır. KOAH, günümüzde kalp damar hastalıkları ve inmelerin ardından üçüncü en sık ölüm nedenidir. Bununla birlikte KOAH, tedavi giderleri ve yarattığı iş kaybı ile ülkelerin sağlık harcamaları içinde önemli bir yer tutarak toplumlara ekonomik açıdan yük oluyor. KOAH, 40 yaş üstü nüfusta gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 7, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 10 ila 15 oranlarında görülme sıklığına sahip. Hastaların yaklaşık üçte ikisi erken tanı almadığı için görülme sıklığına ait gerçek değerleri bilemiyoruz. Erken dönemde tanı alan hastaların, başta tütün ürünleri kullanımı olmak üzere zararlı gaz ve tozların solunması gibi risk faktörlerinden uzaklaşmaları durumunda hastalığın ilerlemesi önlenebiliyor. Bu nedenle risk grubunda bulunan ve KOAH belirtilerine sahip olan vatandaşlarımıza, hastalığın erken tanısı için basit bir test olan soluk testi yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.”