İmamoğlu Gazetecileri Yalnız Bırakmadı

Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ulusal ve yerelde görev yapan gazetecilerle biraraya geldi.

BEYLİKDÜZÜ 5.01.2017 11:03:48 0
İmamoğlu Gazetecileri Yalnız Bırakmadı

Cemil Hoca Restaurant'ta çok sayıda yerel ve ulusal basın mensubunun katıldığı akşam yemeğinde davetlilerle tek tek tokalaşarak "hoşgeldiniz" diyen Başkan İmamoğlu bir konuşma yaptı.

 

İmamoğlu; konuşmasına basının toplumun gelişmesi bakımından en önemli lokomotifi olacağından, Türkiye'de gazetecilerin çalışma şartlarının zorluklarından söz ederek, bu konuda şunları söyledi;

 

"Bugünden hissedebilen, görebilen ve bu anlamda uyarılarını hiçbir zaman toplumdan esirgemeyen yöneten, yönetilen kavramına bakmaksızın güçlü ya da tanımına bakmaksızın eşit mesafede insanların ortaya koyduğu bütün hamleleri doğru şekliyle var olduğu biçimiyle yansıtabilen bir basın arzumuz var medya arzumuz var, bu kavramlara hizmet eden bir basının toplumun gelişmesindeki en önemli lokomotif olacağını düşünüyorum. Tabii bunu sağlayabilmesi içinde olmazsa olmaz her yerde söylenen ama ne yazık ki çoğu zaman lafta kalan özgür basın olma hakkının da basına verilmesi gerektigini düşünen bir siyasiyim."

 

Teknolojinin getirdiği değişikliklere de değinen İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti "Yirmi birinci yüzyıldayız haber alma hakkı haberleşme hakkı toplumun en önce talep ettigi haklarından bir tanesi. Tabi hızlı iletişim kanalları özellikle son 15-20 yıldan bu yana teknolojinin hayata sunduğu imkanlarla alışkın olduğumuz geleneklerden bizi uzaklaştırıyor. Bir haber, haber merkezine ulaşacak, edit edilecek, kontrol edilecek, akabinde de toplumda buluşturulması için baskıya yollanacak ve basılacak. Ertesi gün dağıtılacak böyle bir yol haritasının yerine bir haberin oluştuğu yerden anında toplumla buluşmanın imkanının var olduğu günlerdeyiz. Bu müthiş bir kolaylık, olağanüstü bir imkan ama doğru kullanılmazsa da açıkçası çok kötü bir silaha da dönüşebiliyor. Savaşı hic bir zaman istemeyiz. Kapımızdan, ülkemizden topraklarımızdan hatta tüm dünyadan uzak olsun ama basının teknolojideki hızla beraber savaştan daha tehlikeli neticeler doğurabilme imkanı var diye düşünüyorum. O bakımdan yaptığınız mesleğin ne kadar hassas ve ne kadar dikkatli yürütülmesi gerektiğini sizlerle paylaşmak adına bu tesbiti yapmaktayım. "

 

"Türk Basını Hak ettiği yere gelmeli"

İmamoğlu "basına düşen bu hassas görevi hatırlatırken yöneticilerin de ülkeye bölgeye ya da bir ilçeyi yöneten insanların da basına özgür ve özgün çalışabilecekleri ortamları sağlamakla mesul olduklarını özellikle hatırlatmam gerekiyor." diyerek bu konuda şunları söyledi; "O bakımdan Türkiye'mizde bu özgürlüğü ve özgünlüğü yakalayacağınız çalışma ortam var mıdır diye sorduğumuzda sanırım ne yazık ki Türkiyemizin en fazla gündeme gelen tutuklu gazeteciler ya da dünyada en fazla basının baskı altında tutulması ya da özgür basın kavramında ne yazık ki dünyada ülkelerin son sıralarında bulunmamız acıkçası tam da bu imkanları sağlama noktasında biz yöneticilerin kendilerini sorgulaması ve aynaya bakmamız sorumluluklarını hatırlaması gerektiğini düşünüyorum. İnşallah basın olarak bir an önce dünyanın en alt sıralarında değil de üst sıralarında yer alan ülkelerinden birisi olarak olmayı arz ve özlüyoruz."

 

"Herkesin birbirini sevdiği bir Türkiye istiyorum"

"Sizden beklentilerimiz, bizim ortaya koymamız gereken hassasiyetlerle medyanın Türkiye'mizde en iyi şekilde hizmet vermesini diliyorum nasıl bir Türkiye Türkiye'nin başında düzelmesi Elbette mümkün değil özgür bir Türkiye özgün bir Türkiye Temel hak ve hürriyetlerin maksimum düzeyde korunulduğu çağdaş bir Türkiye kadına şiddetin konuşulmadığı eğitimin dünyada en ön sıralarda olduğu gelecek neslin en iyi şekilde geleceği hazırlandığı insanların birbirine düşmanca değil dostça bakabileceği, birbirini sevebildiği, birbirine tereddütle değil de gülümseyerek bakabildiği, güzel bir söz söylendiğinde onu yürekten destekleyebildiği bir Türkiye istiyorum. Birisi kötü bir söz söylediğinde de ona kötü söylediğini cesurca söyleyebildiği bir Türkiye olmasını istiyorum. Türkiyemiz sıkıntılı günler yaşıyor, benim için en büyük sıkıntısı Türkiye'nin huzuru tabii ki kaybettiğimiz canlarımız. Sadece bununla yetmiyor, terör Türkiye'ye gelen ve canlarını emanet eden misafirlerimizin de canına kıyıyor bu bizim gibi bir milletin konuğuna çok değer veren bir milletin daha çok canını yakar, canımızın yanmadığı bir Türkiye istiyorum, siyasal anlamda kutuplaşmamış bir Türkiye olsun istiyorum. Herkes fikrini söyleyebilmeli, millet özgür iradeyle daha iyi kimin yaptığını görünce ona oyunu verebildiği bir Türkiye istiyorum.Eskiden siyasi görüşü ne olursa olsun insanlar ortaklık yapabilir akrabalık yapabilir durumdayken bugün Türkiye'mizde ne yazık ki siyasi görüşlerden dolayı biz neredeyse ortadan ikiye bölünmüş durumdayız, kimse bunun aksini iddia etmesin. Bugün burada siyasi parti konuşmuyoruz, Türkiye'yi konuşuyoruz, ben bir siyasi parti mensubu olarak da uzun zamandır konuşmuyorum, bir vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak her yerde konuşmaya gayret ediyorum. Belediye Başkanı kimliğimle de bu ilçede yaşayan her vatandaşımızın hissini elde ederek onun hissiyle konuşmaya gayret ediyorum buna toplumun ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.Bu bakımdan sevgiyi saygıyı uzlaşmayı tolerans kültürünü bu toplumdan istemek yaşamak benim en doğal hakkım. "

 

"Bu millet Cumhuriyet ile birlikte hak ve özgürlükler kazandı"

Türkiye 1923 yılında bir Cumhuriyet yönetimi ile yeni bir başlangıç yaparak geçmişten gelen güçlü bağlarını daha güçlü hale getirmek arzusuyla çağa uygun bir yönetim anlayışı ile yeni bir sürecin başlangıcına imza atmıştır, bu imzayı atarken de burada bulunan her hanımefendinin ve beyefendinin atasının dedesinin ninesinin büyük emekleri ile bu sürecin başladığının da altını çizmek istiyorum ve o gün Türkiye'mizde kazandırılan ilkeler doğrultusunda belki de bugün çağdaş diye nitelendirdiğimiz birçok toplumdan yıllar öncesinde birçok hak ve özgürlüğü elde etmis bir milletiz. Ve açıkçası kan dökülerek büyük mücadeleler verilerek yapılan bir takım hamlelerin, ilkelerin, devrimlerin bu ülkede milletimizle çok kolay buluşturulduğuna inananlardanım.

"İstiklal Savaşı gazisi büyük dedem Haramidere'yi çok beğenmiş"

Ben büyük dedenin torununun oğlu olarak dünyaya gelmiş bir kardeşiniz bir hemşehrimiz olarak yani İstiklal savaşı Gazisi bir büyük dedenin torunun oğluyum 7-8 yaşındayken rahmetli oldu. büyük Dedem İstiklal Savaşı bitiyor İzmir'de düşman denize dökülüyor özgürlük elde edildiği kavramıyla asker yavas yavas şehrine dönecek Tekirdağ üzerinden gemiyle Haramidere'de birlikte kullanıyor. Benim büyük Dedem de Haramidere'de kurulan bir birlikte görev yapıyor burayı yani Haramidere'yi o kadar beğenmiş ki bizim ailede 70-80 senedir bilinir Haramidere Trabzon'a gideceğim abilerimle konuşacağım neyimiz var neyimiz yok satıp buralara geleceğiz. Fakat Trabzon'a dönüyor dört kardeş olarak savaşa gitmişler üçü şehit olmuş bir tek kendisi dönebilmiş. Dolayısıyla bütün cesareti kırılıyor kırılan bu cesaret ile beraber evde bir büyük nine var, bir anne var, üç dul yenge var üç dul yenge ile beraber üç kız yeğeni var, kendi eşi var henüz çocuğu yok. Bu ailenin fertlerinden 300 e 400 e yakın bir aile oluşturmuştur. Bu ailenin bir oğlu da İstanbul'un bir üniversitenin kurucu rektörlüğünü yapmış bir diğeri de çok önemli rütbelere ulasan ordu mensubu olmuş ve Biz Türkiye'de yaşıyoruz böyle bir ülkede yaşıyoruz ve bu Türkiye Erzincan'ın bir dağ köyünde doğmuş bir çocuğu benim partimin Genel Başkanı yapmış, bu Türkiye kökü Rize'den gelen Kasımpaşa'da doğmuş bir çocuğu Türkiye'ye Cumhurbaşkanı yapmış. Yani hiçbir vesayet altında kalmadan olabildiğince özgür düşünce ile Türkiye'de emeğini ortaya koyan hak eden ya da hak etmeyen ciddi anlamda makamlar vermiş. "Kurban olurum böyle bir ülkeye' "Ben kurban olurum böyle bir ülkeye kurban olurum böyle bir millete iyi ki ben o atanın dedenin torunuyum iyi ki Mustafa Kemal'in Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin dördüncü nesil çocuklarından bir tanesiyim."

Başkan Ekrem İmamoğlu konuşmasını 2017 yılı için beklentilerinden söz ederek şu ifadeleriyle tamamladı; "İnsanların birbirine İnsanların birbirine şefkat ve sevgiyle baktığı acılarımızın azaldığı 2016 gibi terörün def olduğu Türkiye'ye hain düşüncelerle sızmaya çalışmış kurum kuruluş ya da cemaat gibi kavramlarla kendini gizlemiş yapıların yok olduğu, tamamen milletin var olduğu her bireyin özgüvenle kendini güçlü htiği bir Türkiye dileklerimle bugünkü bu gazeteciler buluşmamızda sizlerin de hayatlarında başarılarla hak ve özgürlüklerimizin sonuna kadar var olduğu bütün sosyal haklarında korunduğu bir Türkiye'de mutlu bir yıl yaşamak dileğiyle Seneye yaptığımız buluşmamızda bütün bu kötülükleri unutup güzellikleri paylaştığımız bir ana varmak dileğiyle hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyor, gününüz mutlu olsun diyorum sağ olun."